15 Ocak 2017 Pazar

Roma Gezi Notları

Antik Şehir Roma




2014 yılında 2 arkadaşım ile birlikte gittiğim İtalya turunda Roma, Floransa, Venedik ve çevrelerini gezme ve görme fırsatı bulmuştuk. Tur şirketinin gezdirdiği yerler dışında ne kadar ekstra gezilecek yer varsa hepsini görmeye ve gitmeye çalıştık. Bu yazıma,  İtalya turunun parçası ve başlangıcı olan Roma'dan başlayacağım. Geri kalan Floransa ve Venedik yazıları da bunun ardından sırasıyla gelecek.

Roma'ya ben Ağustos ayında gitmiştim ancak sizin bahar aylarında gitmenizi tavsiye ederim. Roma yolları ve yapıları tamamen taştan oluşan ve akdeniz iklimine sahip bir yer olduğundan, ağustosta ki yoğun güneş ve bu güneşin sıcağının taşlardan yüzümüze yüzümüze vuruşuyla biz resmen kavrulduk. Ben yandım siz yanmayın:). Bence yaz aylarındansa ilkbahar ayları Roma'yı gezmek hem hava hem kalabalık açısından daha elverişli olacaktır.


Ayrıca Roma'ya varır varmaz bir information ofisinden Roma pass card alırsanız, Gezi Boyunca 3 önemli müzeye ücretsiz öncelikli giriş imkanından ve şehir içi ulaşımdan sınırsız faydalanabilirsiniz.



Genel Bilgi



Roma, Avrupa'da tarihi olarak beni en etkileyen şehirlerden birisi oldu. Şehrin yaklaşık 2800 yıllık olması insanı en etkileyen yanı oluyor sanırım. Bu 2800 yıllık geçmişte kim bilir kaç medeniyete başkentlik yapmış, kaç tarihi olaya tanıklık etmiştir diye bir düşünüyorsunuz. Gerçekten muazzam antik ve tarihi yapılara sahip olan Roma, mimari ve tarihi olarak dünyanın en zengin şehirlerinin başında geliyor. E boru değil, Bizans'a ve adını verdiği koskoca Roma İmparatorluğuna yüzyıllarca başkentlik yapmış bir şehirden bahsediyoruz. 



Roma, İtalya'nın Lazio bölgesinin başkenti ve en kalabalık şehridir. Roma Büyükşehri 4 milyonluk bir nüfusa sahip. Tiber ve Aniane nehirleri arasında ve Akdeniz'e yakındır. Aynı zamanda Vatikan'a ev sahipliği yaptığından Katolikler için çok önemli olan bir şehir. Onun dışında Aşıklar Çeşmesi, İspanyol Merdivenleri, Colosseum gibi turistik yerlerle tanınır. Roma tarihi şehir merkezi UNESCO dünya tarih mirası listesindedir.



Vatikan




Vatikan, Roma sınırları içinde bulunan, Hristiyanlık dininin Katolik mezhebinin yönetildiği ayrı bir devlettir. Dünyanın yüz ölçümü en küçük olan ülkesidir. Yerleşik nüfusu yaklaşık 930 dur. Vatikan, 
15. yy'dan bu yana etrafı yüksek duvarlarla ve Katolik olan İsviçre vatandaşı, rengarenk geleneksek kıyafetler giyinmiş muhafızlar tarafından korunuyor. O zamanlar sadakatleri ve disiplinleri ile bilinen İsviçreliler muhafız olarak oldukça tercih edilirmiş. Vatikan'nın çarşamba ve pazar günleri ayin ve Papa'nın halkı selamlamasından dolayı en kalabalık günleri oluyor.








Vatikan'ın gezilecek 4 bölümü var; San Pietro Meydanı, San Pietro Bazilikası, Vatikan Müzeleri ve Vatikan Bahçeleri. Vatikan'a vardığınızda karşınıza ilk çıkacak yer San Pietro Meydanı oluyor. Meydanın tam ortasında İskenderiye'den getirilmiş 4 bin yaşında olan bir dikili taş bulunuyor.Girişi ücretsiz olan San Pietro Bazilikasına girebilmek için bir süre sıra beklemeniz gerekiyor. Bu arada resim çekmeye bol bol vaktiniz oluyor. San Pietro 12 havariden biri ve ilk Papa olan azizmiş ve bu Bazilikada onun mezar yeri olarak kabul ediliyor. Bazilikaya girer girmez içerideki muazzam heykeller, parlak duvarlar, başınızı yukarı kaldırdığınızda gördüğünüz işlemeler, yerdeki mermerden halılar sizi ihtişamın tamda içinde hissettiriyor. Bazilikanın altında Le Grotte Vaticane denilen yeraltı odaları bulunuyor. Burada önceki Papa’ların mezarları bulunuyor. Birde Michelangelo tarafından tasarlanan kubbeden bahsetmek istiyorum. Bu kubbeye çıkmak biraz emek gerektirse de vardığınız noktada göreceğiniz Roma manzarası için buna değeceğini düşünüyorum. Kubbeye çıkış ücreti 7 Euro. Bazilikayı 1 Ekim-31 Mart arası 07:00-18:30; 1 Nisan-30 Eylül arası 07:00-19:00 arası ziyaret edebilirsiniz.


Vatikan'ın diğer bir bölümü olan Sistine Şapelinide içine alan Vatikan Müzeleri'de Papaların kendi adlarına müze yaptırmalarından oluşan birkaç müzeden oluşan bir kompleks. Bu müzelerde bir çok kültürden tarihi eserler yer alıyor. Giriş için sırada beklemek istemiyorsanız Vatikan'ın resmi internet sitesinden 4 Euro fark ödeyerek aldığınız biletin çıktısını yanınızda götürmeniz gerekiyor. Giriş ücreti 16 Euro (indirimli 8 Euro). Ücretsiz girme şansınızda var. Normalde pazar günleri kapalı ancak ayın son pazar günü 09:00-14:00 arası(son giriş 12:30) açık ve ücretsiz oluyor. Müzelerin haritasına göz atmak isterseniz linki burada.

Vatikan Bahçelerinden bahsedecek olursak, bu bahçeler Vatikan ülkesinin yarısını kaplıyor:) Bu bahçelerde rengarenk, çeşit çeşit bitkiler, meydanlar, şelaleler ve bir tren istasyonu bulunuyor. Rehberli tur biletinin ücreti 32 Euro (indirimli 24 Euro). Bu biletle aynı zamanda Sistine Şapeli ve Vatikan Müzelerini'de ücretsiz gezebiliyorsunuz.


Vatikan'a ulaşmak için yapmanız gereken Roma terminalinden A metro hattına binerek Ottaviano San Pietro – Musei Vaticani durağında inip 5 dakika yürümeniz gerekiyor. 

Vatikan'ın resmi sitesine buradan ulaşabilirsiniz.


Colosseum





Orjinal adı Flavianus Amfitiyatro, kentin en eski yapısı olan Colosseum yaklaşık 2000 yıllık tarihe sahip. 50 bin kişi kapasitesi olan, köleler ve mahkumlar tarafından inşa edilen ve betondan yapılan amfi tiyatronun 80 tane giriş çıkış kapısı var. Eliptik biçime sahip olup ve 24 bin m2 alanı kaplıyor. Yerinde bulunan bir göl kurutulup üstüne Colosseum yapılmış. Ayrıca üstünde, seyirciyi güneşten korumak için keten bezlerden açılır kapanır bir sistem yapılmış. 2000 yıl önceki teknolojiyi düşünürsek mimari açıdan oldukça başarılı. Roma mimarisinin dünyadaki en iyi örneği ve dünya mimarlık tarihinin en önemli yapılarından olarak kabul ediliyor.

İmparatorlar burada Roma halkını ve kendilerini eğlendirmek için gladyatör dövüşleri düzenlerlermiş. Colosseum, İmparatorun ve halkın keyifle izlediği bu gösterilerde maalesef yüzlerce insanın ve hayvanın dövüştürülerek can vermelerine tanık olmuş. Deprem ve çeşitli sebeplerden yıkılan Colosseum'un bir kısmı ayakta.





Colloseum'un girişinde, imparator Konstantin  zaferi anısına yapılmış Konstantin Takı bulunuyor. Konstantin Takını geçerseniz Antik Roma'nın şehir merkezi olan Roma Forumuna ulaşırsınız. Burası o zamanlar ticaretin, adaletin yönetildiği yermiş. Roma Forumuna gitmek için geçmek durumunda olduğunuz antik yolda M.Ö 5.yy-M.S 5.yy arasında yapılan, Roma İmparatorluğunun en güzel anıtları bulunuyor. Kentsel alanların nasıl kullanıldığını açık bir şekilde göstermesi nedeniyle kalıntılar ünlü olmuş.


Colosseum İtalya'da en çok ziyaret edilen 2. yapıt. Bu sebeple, önceden bilet almadan giderseniz, giriş veya bilet sırasında beklemeniz kuvvetli ihtimal. Önceden internetten bilet almak için aşağıdaki linklerden faydalanabilirsiniz.


Colosseum rehberli tur ve giriş bileti için buraya,

Colosseum ve Antik Roma rehberli yürüyüş turu için buraya,
Colosseum ve Vatikan rehberli turu için buraya tıklamanız yeterli.


Colosseum'a Nasıl Gidilir; Piazza del Colosseo (Piazza Venezia'ya 800 metre yürüme mesafesi), Metro Colosseum (Line B / Mavi Hat).

Açık Olduğu Saatler; Şubat ortasından Mart Ortasına 09:00-16:30, Mart Ortasından Mart Sonuna 09:00-17:00, Mart Sonundan Ağustos Sonuna 09:00-19:00. Ağustos Sonundan Eylül Sonuna 09:00-18:30, Eylül Sonundan Ekim Sonuna 09:00-18:00, Ekim Sonundan Mart Sonuna 09:00-16:00.
Giriş ücreti; 12 Euro (18 yaş altına ücretsiz)(ayın ilk pazarı giriş ücretsiz)

Colosseum resmi internet sitesine buradan ulaşabilirsiniz. Colosseum'a giriş biletlerini buradan alabilirsiniz.



Venedik Meydanı(Piazza Venezzia)



II.Vittoria Emanuele Anıtı'nın bulunduğu bu meydan Roma'nın meşhur meydanlarından biri. 1885-1911 yılları arasında inşa edilen Anıt, yüzyıllar boyu ayrı kalan ülkeyi birleştiren İtalya Kralı II. Emanuel'e adanmış. Bu yapıtın inşası için etrafındaki bir çok yapı kaldırılmış. Neoklasik mimari özelliklerinin görülebileceği 135 metre genişlik ve 70 metre yükseklikteki anıtta yer alan iki çeşme, Adriyatik kıyısındaki Lion of San Marco ve Tiren Denizi kıyılarını temsil etmektedir. Roma halkı bu anıta, beyaz mermerden yapıldığı için Düğün Pastası diyor. Önceden etraftaki mimari yapıya pek uymadığı için çokça eleştirilmiş ancak öyle yada böyle turistlerin en çok ziyaret ettiği bölgelerden birisi. Anıtın alt kısmında İtalya Birleşme Müzesi bulunuyor. Üst kısmında ise Roma'nın güzel manzarasının keyfini çıkarabileceğiniz bir seyir terası mevcut.

Anıtın arkasında duran tarihi bina, bir zamanlar Venedik Cumhuriyeti Elçiliği olan Venedik Sarayı. Yalnız kötü bir ünü var bu meydanın. Mussolini Fransa ve İngiltere'ye savaşı ilan ettiğini halkına bu meydanda duyurmuş.


Venedik Meydanı'nı Popola Meydanı'na bağlayan, ünlü alışveriş caddesi olan Via Del Corso'dan yürüyerek Aşk Çeşmesi'ne çıkabilirsiniz. Bu cadde akşamları araç trafiğine kapandığından alışveriş için uygun. 

Venedik Meydanı'na nasıl gidilir; 46, 60, 62, 63, 64, 119, 628, 715, 716, 780 numaralı otobüslere binerek ya da metro ile “Colosseo” durağında inerek ulaşabilirsiniz.

Piazza Del Popolo Meydanı



Roma'nın en ünlü toplanma meydanı olan Popolo Meydanı'nda birbirinin çok benzeri Santa Maria in Monte Santo ve Santa Maria dei Miracoli adı verilen iki kilise, iki çeşme ve tam ortada bir M.Ö 13. yüzyılda konulan Roma'nın en büyük dikilitaşı bulunuyor. Bu Mısır dikilitaşının üstünde firavun Ramses II'ye övgüler var. Meydanda bulunan iki çeşmeden biri Neptün diğeri Obelisk Çeşmesidir. Yeni yıl kutlamaları ve konserlerin gerçekleştiği meydandaki çeşme ve kiliseler barok tarzda inşa edilmiş. 

Meydana ismini veren Santa Maira Del Popolo Bazilikası burada yer alıyor. Rönesans dönemine ait bu yapı, bölgede gezdiğine inanılan Neron'un hayaletinden kurtulmak için 1472’de Papa IV. Sixtus della Rovere tarafından yaptırılmış. Barok stilindeki bu kilise içinde bir çok sanat eserini barındırıyor.

Mimar Giuseppe Valadier’in tasarladığı meydanın bir yanında Flaminio Meydanı, diğer yanında Via del Corso ve karşısında da Pincio Tepesi bulunuyor. Pincio tarafına doğru devam ettiğinizde ise kâğıt üzerindeki tüm icatlarının tahtadan modellerinin sergilendiği Leonardo Da Vinci Müzesi'ne ulaşabilirsiniz.

Piazza Del Popolo Meydanına nasıl gidilir; 95, 117, 119, 490, 495, 926 No’lu otobüsler, “Flaminio” metro durağında inerek meydana ulaşabilirsiniz. Girişin ücretsiz olduğu kilise ve meydanı Pazartesi-Cumartesi 07:30-12:00, 16:30-19:00  Pazar 08:00-13:30, 16:30-19:30  saatlerinde ziyaret edebilirsiniz.

İspanyol Merdivenleri



Piazza di Spagna (İspanyol Meydanı)'da bulunan İspanyol Merdivenleri Romanın oldukça kalabalık turistik bölgelerinden biri. Adını da yakınında bulunan İspanyol elçiliğinden almış. 1723-1726 yıllarında Francesco De Sanctis tarafından Kral XV. Louis için tasarlanan İspanyol Merdivenleri’ni üst bölümünde yer alan Trinita dei Monti Kilisesi’ne meydandan ulaşım sağlamak için yapılmış. Şehrin ünlü alışveriş caddesi Via Condotti ve merdivenlerin arasında da Fontana della Barcaccia çeşmesi yer alıyor. Barok stilinde olan kayık şeklindeki bu çeşme, Gian Lorenzo Bernini ya da babası Pietro tarafından 1627 yılında tasarlanmış. Via Condotti Caddesi, dünyaca ünlü markaların bulunduğu, akşam saatlerinde trafiğe kapanan geniş bir cadde. Kısıtlı zamanınız varsa caddeye girerken saatinize bakın ve alarm kurun zira bu caddeye mağazalara dalıp zamanı unutmak çok olağan :)

İspanyol Merdivenlerine nasıl gidilir; Otobüs: 116, 117 ve 119 numaralı otobüsler ile ya da Spagna metro durağı üzerinden bölgeye ulaşabilirsiniz.



Aşk Çeşmesi



Geldik meşhur Trevi Çeşmesi yani bilinen adıyla Aşk Çeşmesi Meydanı'na. İspanyol Merdivenlerinden buraya 10 dakikalık bir yürüyüşle ulaşabilirsiniz. Buraya gelmeden önce yanınıza bozuk para almanızda fayda var. Dilek tutup çeşmeye atmak için lazım olacak. Söylenene göre bir kere bozuk para atarsanız bir daha Roma'ya geleceksiniz, iki kere atarsanız size şans getirecek, bozuk parayı sağ tarafınızdan atarsanız size aşk getirecek. Onca kalabalığın attığı bozuk paralar nereye gidiyor acaba diye düşünürseniz cevabı yardım kuruluşları.

Barok mimariye sahip olan ve 1735'te Mimar Salvi tarafından yapılmış olan Aşk Çeşmesi, Roma'nın en büyük ve en ünlü çeşmesi olma özelliğini taşıyor. Çeşmenin üzerinde çeşitli heykeller yer alıyor. Bunlardan en dikkat çekeni iki yanında Triton(deniz ulakları) bulunan Deniz Tanrısı Neptün. Triton'lardan biri deniz atını diğeri ise daha sakin olan bir hayvanı dizginlemeye çalışıyor. Bu figürler denizin iki farklı halini simgeler.

Burada dileğimizi dileyip, birazda fotoğraf merasiminden sonra bir pizzacı arayışına girdik. Çok aramanıza gerek yok, Aşk Çeşmesi'nin hemen solunda bir pizzacı var. Çeşit çeşit dilim pizzalardan istediğinizi seçiyorsunuz. Tabi ki de seçtiğim 2 dilim pizzaların tatları çok güzeldi:) 

Aşk Çeşmesine nasıl gidilir52, 53, 61, 62, 63, 71, 80, 95, 116, 119 numaralı otobüs hatlarını kullanarak bölgeye ulaşabilirsiniz. Trevi Çeşmesi’ne en yakın durak Barberini.


Pantheon Tapınağı



Pantheon ilk olarak Antik Roma'nın tüm tanrıları için tapınak olarak M.Ö 25'li yıllarda inşa edilmiş. Pantheon ismi bugün meşhur kimselerin gömülü olduğu anıtlar için kullanılır. Roma Rönesans sanatının büyük ustalarından biri Raffaello ve İtalya'nın iki kralının mezarları buradadır. İtalya'nın hatta belki tüm dünyanın en iyi korunmuş binasıdır. Roma'da Pantheon Tapınağı dışındaki pegan inancına ait tüm yapılar yıkılmış. Bu görkemli yapıyı yıkmaya kıyamamış olacaklar ki, bunun yerine Katolik inancına hizmet etmesi için kiliseye dönüştürmüşler.Tarih boyunca hiç boş kalmamış olan bu yapıt 7. yüzyıldan bu yana kilise olarak kullanılıyor. 




Roma'nın en eski beton kubbeli binası olan Tapınağın kubbesinin ortasında oculus(göz) adı verilen yuvarlak bir boşluk var. Bu boşluğun olmasının bir kaç inanış sebebiyle olduğu söyleniyor. Bunlardan biri; Romalılar bu delikten bakarak dua edip, Tanrı ile iletişimlerinin daha iyi olacağına inanırlarmış. Mimarisi hala akılda soru işaretleri bırakan Pantheon Tapınağının kubbesinin çapı 43 metre olup Avrupa'da ki en büyük kubbedir. Hemen önünde bulunan Mısır dikilitaşı ise II. Ramses tarafından 1711 yılında eklenmiş.


Pantheon'a nasıl gidilirPantheon Piazza della Rotonda'da bulunan Tapınağa 0, 81, 116, 186 ve 492 numaralı otobüsler ile ulaşabilirsiniz. Piazza Novana Meydanı, Aşk Çeşmesi'ne yürüme mesafesindedir.


Pazartesi – Cumartesi günleri sabah 8.30 dan 19.30 a kadar açıktır. Tatil günlerinde, 09.00 13.00 saatleri arasında açıktır. Pazar ayini 10.30 da yapılır. Kapalı olduğu günler: 01 ocak, 01 mayıs, 25 aralık. Pantheon girişleri ücretsizdir.




Piazza Navona Meydanı




Roma'nın merkezinde bulunan bu meydan İmparator Domitian tarafından M.S 1. yüzyılda stadyum olarak inşa edilmiş. Romalılar, o dönemde 30.000 kişilik olan stadyum zamanla yıkındıktan sonra Papa X. Innocent'in meydanın düzenlenmesini istemesi ile Navona Meydanı şimdiki halini almış. Meydanda bir çok barok tarzı yapıtlar mevcut. Mimar Gian Lorenzo Berni'nin eseri olan Dört Nehir Çeşmesi ve Francesko Borromini ve Pietro Da Cortana’nın da eserleri yer alıyor. Dört Nehir Çeşmesi'nin hemen arkasında Sant Agnese in Agone Kilisesi bulunuyor.

Meşhur Roma meydanlarından eeen sevdiğim meydan hiç şüphesiz burası oldu. Vakit geçirmesi oldukça keyifli olan meydan sabah-akşam cıvıl cıvıl ve eğlenceli. Bir çok seyyar satıcısının yanısıra, değişik alandaki sanatçıların yeteneklerini sergilediği tablolar, el sanatları, müzisyenler, tarihi çeşmeler, göz alıcı heykeller ve İtalyan restoranlar-cafeler, gece klupleri mevcut. 

Biz, akşam üstü gittiğimiz Navona Meydanında biraz dolaşıp karnımızı doyurmak için bir İtalyan balık restoranına oturup meydanı izleyerek buranın ve yemeğin keyfini çıkardık. Bir akşamınızı kesinlikle buraya ayırmanızı tavsiye ederim. Meydan akşam kesinlikle görülmeye değer güzellikte.

Piazza Novana Meydanına nasıl gidilir0, 81, 116, 186 ve 492 numaralı otobüsler ile meydana ulaşabilirsiniz. Ayrıca Panteon Tapınağına yürüme mesafesindedir.


Campo De Fiori



Bir İtalyan pazarı görmek isterseniz Piazza Novana Meydanının yakınında ki Campo De Fiori Meydanına uğrayabilirsiniz. Burada sabah kurulan meyve-sebze pazarı renkli görüntüler oluşmasını sağlıyor. Akşamda bu pazar yerini cafe-restoranları dolduran insanlara bırakıyor. 

Meydanın göbeğinde 1600 yılında fikirleri nedeniyle yakılan Filozof Giordano Bruno’nun bronz heykelini yer alıyor.


Campo De Fiori Meydanına nasıl gidilir; 40, 46, 62, 64, 70, 81, 116, 492 ve 628 numaralı otobüsler ile ya da 8 numaralı tramvay hattı ile meydana ulaşabilirsiniz. Sokak pazarı Pazar günleri hariç her gün 08.00-14.00 saatleri arasında kuruluyor.


Roma'dan Neler Alınır


Bilindiği gibi İtalya giyim modasının ve düşkünlerinin favori adreslerinin başında geliyor. Roma'da Via Del Corso ve Via Condotti Caddesi'nde  Dolce&Gabanna, Giorgio ArmaniVersace, ValentinoPrada, Fendi, Roberto Cavalli gibi çoğu ünlü markayı bulabileceğiniz gibi diğer Vintage mağazalardan da alternatif giyim, aksesuar vs seçenekleri bulabilirsiniz. Bu alışveriş caddeleri dışında birazcık daha uygun alternatifler arıyorum derseniz Castel Romano Outlet'e uğrayabilirsiniz. Outlet, Hafta içi 20:00, Hafta sonu 21:00'de kapanıyor.

Avrupa'da gittiğim ülkeler içinde gördüğüm en ucuz magnetler buradaydı:) Tabi eğer mağazalardan değilde sokak satıcılarından alırsanız. Sevdiklerinize çok güzel magnetleri 1-2 Euro ya almanın keyfini çıkarın:) Magnet dışında birçok hediyelik eşya seçenekleride var.

Bunların dışında özel tasarım kıyafetler, ev eşyaları, antika eşyalar gibi seçenekleri hem mağazalarda hem de pazar günleri belli yerlerde kurulan pazarlarda bulabilirsiniz. İtalya'da özellikle deri ürünler oldukça meşhur ve ucuz oluyor. Örneğin deri ceketler, ayakkabılar, çantalar, cüzdanlarda oldukça bol çeşit bulabilirsiniz. Ben bir çanta iki cüzdan almıştım. Hatta sonradan bir çanta daha almadığıma pişman olmuştum, o da bidahakine artık.. 

Roma'da bir çok ünlü markanın imitasyonları özellikle sokak satıcıları tarafından satılıyor. Eğer almayı düşünürseniz mutlaka iyi bir pazarlık edin ancak bu tarz satışlar yasal olmadığı için alırken temkinli olun. İtalya'da gördüğünüz tüm seyyar satıcıyla sıkı pazarlık etmenizde fayda var.


Sadece eşya değil yiyecekte alabilirsiniz. Mesela ben oldukça lezzetli olan birkaç çeşit makarna ve makarna sosu almıştım. Bunların dışında başka türlü türlü geleneksel İtalyan yiyecekleri bulabilirsiniz. Pecorino Romano peyniriParma janbonu, porçini, İtalyan kahvesi ve İtalyan şarabı alabileceklerinizden bazıları.


İtalya'da bazı markalarda Tax Free yani vergiden muaf imkanını bulabilirsiniz. İtalya'da senede iki defa büyük indirim yapılıyor. Bunlardan ilki Ocak-Şubat ikincisi Temmuz-Eylül ortası oluyor.



Roma'da Yeme İçme




Gelelim İtalya diyince ilk akla gelen kısma :) Burada her damak tadına uygun yiyecek bulmak mümkün. Tabiki biz gitmişken her gün makarna pizza yemekten bir süre sonra artık hamurlaştığımızı hissetmeye başlamıştık:) Restoran seçimi olarak lüx de var bütçeye uygunuda. İster dilim pizza satan bir yerde bir dilim pizzayı, yanında bir içecek alıp, 3-4 Euro'ya yiyin, ister lüx bir restoranda oturup 1 şişe şarap açıp daha başka yemek seçeneklerini tadın. İtalya'nın makarna pizza seçeneklerinin yanısıra Akdeniz ülkesi olduğunu ve balık seçeneklerininde bol olduğunu unutmayın. Roma'da güzel bir restoranda yemek isterseniz kişi başı masa ücreti ödemeniz gerekiyor.

Roma aynı zamanda bir dondurma(gelato) cenneti. Roma'nın birkaç ünlü dondurmacısından ikisi Gelateria Della Palma ve Giolitti. Tatlı olarak, dondurma dışında, deneyebileceğiniz seçeneklerin başında Tiramisu geliyor. 




Benim Roma tecrübem bu şekildeydi. Benim için oldukça dolu dolu ve çok keyifli bir geziydi. Size de gezip gördüklerimi olabildiğince aktarmaya çalıştım. Ben yazmaktan keyif aldım, sizede bol keyifli geziler diliyorum.

Bir sonraki yazıma kadar hoşçakalın:)

24 Ekim 2016 Pazartesi

STUTTGART ve ÇEVRESİ


Stuttgart benim ilk gittiğim Avrupa kenti ve 2. yurtdışı deneyimimi yaşadığım yer. İlk yurtdışı deneyimimde 6 yaşında olduğum için (Pakistan-Tayland) ve pek hatırlayamayacağım için ilk yazmayı tercih ettiğim şehir burası oldu. Stuttgart'a şuana kadar 4 kere gitme fırsatım oldu ve tüm gittiğim zamanlarda ki tecrübelerimi derleyip bu yazıda sizinle paylaşacağım.

Genel Bilgi
Öncelikle genel bilgilerden başlarsak; Stuttgart, Almanya’nın Baden-Württemberg eyaletinin başkenti ve en son edinilen verilere göre 597,939 nüfusa sahiptir. Coğrafi olarak Almanya’nın güneybatısında yer alıyor. Türkiye’den 2 saat geridedir. İklimi ise okyanusal iklimdir. Yıllık yağış oranı fazla olduğundan yeşillik alanları fazladır. Havası kuru ve yazları rahatsız eden o nem yok. Kışında İstanbul'a göre biraz daha soğuk. Bu yüzden ziyaret etmek için en uygun aylar nisan ve ekim arasıdır. 
Nerede kalınır sorusunu cevaplamak için otelleri deneyimlemedim ama çoğu yerde olduğu gibi Stuttgart’ta da her zevke ve bütçeye uygun konaklama seçenekleri mevcut.
Ulaşımdan bahsedecek olursak şehir içi ulaşımda günlük, haftalık, aylık olarak bilet alabiliyorsunuz. Turistler için ise Stuttcard Plus ile 3 gün boyunca ulaşım imkânlarından sınırsız olarak faydalanabilirsiniz. Ulaşım seçenekleri ağırlıklı olarak raylı sistem olmak üzere otobüs ve tramvay çoğu yere kolay bir şekilde ulaşım sağlıyor. Fiyat olarak ise İstanbul’a kıyasla ulaşım her alanda bayağı pahalı.

Alman Halkı Hakkında
İnsanlar hakkında ufak bir bilgi vermek gerekirse, en önemli şeylerden biri her yerde olduğu gibi kibar olmak gerekiyor. Bir restorana veya mağazaya alışverişe gittiğinizde kuracağınız cümlenin sonuna please veya bitte eklemenizde fayda var. Almanlar çoğu işi kendileri yapmaya alışmışlar. Restoranların çoğunda özellikle self servis ise yemeğiniz bittikten sonra tepsinizi kaldırmanız gerekiyor. Araba kiralayacaksanız benzin istasyonuna girdiğinizde herhangi bir personel beklemeyin, benzininizi kendiniz doldurmanız gerekiyor ve doldurduğunuz bölümün numarasını içeride kasiyere söyleyip bu şekilde ödeme yapabiliyorsunuz. Bunun dışında ortalama bir restoranlarda bahşiş için 1-2 euro bırakmanız yeterli. Tabi bu rakam restoranın lükslüğüne göre değişebilir.  

Stuttgart'tan Ne Alınır
Genel olarak Almanya'dan ne alınır sorusuna ilk akla gelen cevap çikolata:) Milka'nın ana vatanı olan Almanya'da marketlerin çikolata reyonları beni benden alıyor. Ayrıca Königstrasse'de bulunan Hussel mağazasına uğramanızı tavsiye ederim. Ne zaman gitseniz dolu oluyor ve istediğiniz çeşit çikolatadan seçip bir torbaya doldurup alabiliyorsunuz. Çok lezzetliler :)

Gıda olarak ayrıca Mevlana veya Alize marka çaylardan alabilirsiniz. Türk marketlerde bulabilirsiniz. Evet türk çayları ancak Mevlana burada 1 kg'su 50 TL iken Almanya'da 8 Euro. Yalnız burada ki toz çaylardan biraz daha sert içimli. 

Elektronik eşya Almanya'da Türkiye'ye göre bayağı ucuz oluyor. Kendinize telefon, tablet, bilgisayar vs. alacaksanız, yurt dışı garantisinin daha az olduğunu göz önünde bulundurarak, çok daha ucuz fiyata buradan alabilirsiniz. Ancak yurda döndükten sonra vergi dairesinde ufak bir ücret ödeyip pasaportunuza kaydettirmeyi unutmayın.


Gezi Notları
Artık gezi notlarım bölümüne gelebiliriz. Ben Stuttgart’ı gezme açısından şanslılar içindeyim. Nedenini anlamak ise çok zor değil. Almanya’da yaşayan akrabalarım:). Şanslılığımın sebebi ise her gidişimizde bizi gezdirmek ve keyifli vakit geçirmemiz için ayrıca çaba sarf etmeleri. İlk gidişim de kuzenimin düğünü vesile oldu. 10 günlük çok keyifli bir tatildi. Eylül ayı içerisinde gittim ve normal şartlarda eylül ayı Stuttgart’ta serin geçmesine rağmen şansımıza hava kaldığım 10 gün boyunca hep güneşliydi.

Schlossplatz(Saray Meydanı)



İlk gittiğim yer Schlossplatz(Saray Meydanı). Neues Schloss(Yeni Saray)’un tam önünde bulunuyor. Burası kentin en işlek bölgesidir. Meydanın ortasında Corcordia Heykeli ve Melek çeşmesi var. Meydanda yıl boyunca farklı etkinlikler yapılıyor. Stuttgart ziyaretlerimin 2 tanesinde denk geldiğim Noel pazarı da burada yerini alıyor. Bu pazarlar yöresel yiyecekleri ve meşhur Gluhwine’ı(sıcak şarap) tadabileceğiniz, değişik doğal taş ve gümüş takılar, el yapımı ahşap oyuncaklar ve ev aletleri ve daha birçok değişik ürün bulabileceğiniz oldukça keyifli vakit geçirebileceğiniz yerler. 

Ulaşım için;  U6, U7,  U12 ve U15 numaralı metro hatlarını kullanarak Schlossplatz durağında inebilirsiniz.

Königstrasse



Saray Meydanı, sıra sıra mağazaların, restoran ve cafelerin bulunduğu trafiğe kapalı olan Königstrasse’ye bakıyor. Burası Stuttgart’ın alışveriş caddesi olarak geçiyor. Meydanı gördükten sonra genelde caddede dolaşmadan dönülmez. Königstrasse’ye ilk gidişimde restoran olarak tercih ettiğimiz yer Türk bir döner restoranı olan Ützel-Brützel’di. Bu ismin Almanca'da veya başka bir dilde hiçbir anlamı yok. Almanya’da malumunuz çok Türk yaşıyor ve kendileri Türk dilinin ne kadar çok ‘s’ ve ‘ü’ harfine sahip olduğunu düşündükleri için onlarda esprili olsun diye bu şekilde bir isim tercih etmişler:). İsminin bir anlamı olmasa da tadına bayıldım. Türkiye’de yediğiniz dönerlerden daha farklı şekilde yapıyorlar. Döneri kıymadan yapıyorlar. Burada ki gibi ekmeğini nasıl istiyorsanız seçiyorsunuz. Ancak içine öyle çok malzeme koyuyorlar ki görünce ‘ben bunu nasıl bitireceğim’ diye bir düşünüyorsunuz.



Meydanı gezdik, karnımızı da doyurduk, Königstrasse’de ki mağazaları da dolaştık şimdi bu caddenin en keyifli zamanı başlıyor. Akşamüstü çoğu semtteki meşhur caddelerde olduğu gibi buranın da keyfi ayrı oluyor. Caddeyi boylu boyunca yürüyün, ara sokakları gezin, masaları cadde üzerine konulmuş bir cafede oturup meşhur alman pastalarının tadına bakarken caddeyi turlayanları izleyin.





Mercedes-Benz Müzesi



Stuttgart deyince ilk akla gelenler arasında arabalar var. Bilindiği gibi Almanya Mercedes, BMW, Porsche ve VW gibi araba markalarının anavatanı. 19 Mayıs 2006 tarihinde açılan Mercedes-Benz Müzesinde toplamda 160 adet klasik araba sergiliyor. Giriş ücreti 8 Euro. Müze Pazartesi günleri hariç 9.00-18.00 saatleri arasında hizmet veriyor.

Müzeye yarım günden fazlasını ayırmanız gerekiyor. Benim öyle arabalara karşı bir düşkünlüğüm olmamasına rağmen müze benim çok ilgimi çekti.  Binaya ilk girdiğinizde sizi bir asansöre bindirip müzenin en üst katına çıkarıyorlar. Ortada ki avlunun etrafında ki rampadan inerek katlar arasında ki geçişi sağlıyorsunuz. Müzede Mercedes’in ilk kurulduğu zamanlardan bu güne kadar olan tarihini ayrıntılı bir şekilde anlatan şemaları tabelaları ve tabi ki araçların bugüne kadar olan tarihi değişimini görebilirsiniz.

Mercedes-Benz müzesinin sadece araba koleksiyonu değil mimarisi de dikkat çekiyor. Arabalar ilgi alanınız içinde olmasa da müzenin hem arabalar hem mimari anlamda kesinlikle ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Sergi alanı hariç satış için galeri alanı da bulunuyor. Eğer zamanınız kalırsa buradan sonra Porsche Müzesini de gezebilirsiniz.

Ulaşım için; 56 numaralı otobüsleri kullanıp Mercedes-Benz Welt durağında inebilirsiniz.
Mimarisini daha ayrıntılı incelemek isterseniz linki:

Wilhelma Hayvanat ve Botanik Bahçesi



Burası Stuttgart’a gelip mutlaka görülmesi gereken yerlerden birisi ve aynı zamanda Almanya’nın en meşhur parkları arasında yer alıyor. Özellikle çocuğunuz varsa ailece gezebileceğiniz oldukça keyifli bir yer. Parka kesinlikle tam bir gününüzü ayırmanız gerekiyor. Oldukça büyük bir alanı içinde birçok hayvan çeşidi barındırıyor. Akbabalar, deniz aslanları, kutup ayıları, aslan-kaplanlar, gergedanlar cam kanatlı kelebekler daha neler neler! Sadece hayvanları değil aynı zamanda çok güzel bir botanik bahçe ve akvaryum görme imkanı da yakalayacağınız parkta gezmekten yorulduğunuzda oturup bir şeyler yiyip içmek için aralara serpiştirilmiş cafeler de bulunuyor. Park 365 gün açık ve sabah 8.15 te açılıp akşam 20.00 da kapanıyor. Ancak kapanış saati mevsime göre değişiklik gösterebiliyor.

Ulaşım için; U14 numaralı metro hattını kullanıp Wilhelma durağında inebilirsiniz.


Frühlingsfest - Bahar Festivali

Frühlingsfest Stuttgart’a özgü oldukça büyük ve meşhur bir bahar festivali. Her yaştan insana hitap edebilecek bir yer olduğundan ister arkadaşlarınızla ister ailenizle çok keyifli dakikalar geçirebileceğiniz Frühlingsfest’te her zevke göre etkinlik var. 3 hafta boyunca süren festivalde; Dönme dolap, hızlı tren, su kaydırağı gibi birçok değişik heyecan verici etkinlikler yapabilir, sonrasında festivalin gevrek tavuğundan(roast chicken-Hendl) veya çubukta ızgara balığından(Steckerlfisch) yiyip ardından çikolata soslu meyve, tatlı soslu kuruyemiş, pamuk şeker gibi lezzetli tatlarını deneyebilirsiniz, başka birçok geleneksel tatlarla karşılaşabilirsiniz. Hepsinin tadı damağımda:). Festivalde geleneksel kıyafetlerle dolaşan birçok kişi görebilirsiniz.Her Çarşamba aile günü oluyormuş. Bu günlerde ailelere özel indirimler, gösteriler düzenleniyormuş. Ben denk  gelmesem de aklınızda bulunsun.




Ayrıca Mühih çıkışlı olan Oktoberfest dünyanın en büyük bira ve eğlence festivalidir. Oktoberfest Bavyera kültürünün önemli bir parçası. Bu festivale Münih’te gitme fırsatım olmadı ancak Münih dışında da birkaç şehirde daha düzenleniyor ve ben Stuttgart’ta da Ekim ayında bulunduğumda gitmiştim. Oktoberfest’te benzer konsepte sahip ve 16-18 gün arası sürüyor.

Frühlingsfest hakkında daha ayrıntılı bilgi için http://stuttgarter-fruehlingsfest.de/de/home/ linkine tıklayabilirsiniz.
Oktoberfest hakkında ayrıntılı bilgi için de http://www.oktoberfest.de/en/ linkini 
tıklamanız yeterli.

Stuttgart Televizyon Kulesi

 
217 metre yüksekliğinde olan bu televizyon kulesi dünyanın ilk betonarme telekominikasyon kulesi olma özelliği taşıyor. Stuttgart'ın simgesi haline gelen bu kuleye 2011 yılında Stuttgart'a ilk gidişimde ziyaret etme şansı bulmuştum. 2013 Mart ayında yangın yönetmeliği ile ilgili sıkıntılarından dolayı kule ziyarete kapanmıştı. 2016  Ocak ayında da yenilenen girişi, alışveriş alanı ve geliştirilmiş yangın güvenlik önlemleri ile yeniden açılmış. Giriş ise 7 Euro.

Stuttgart'ın güneyinde yer alan Televizyon Kulesi size tepesinde ki seyir terasında Stuttgart'ın muhteşem manzarasını kuşbakışı izleme fırsatı sunuyor. Stuttgart Hauptbahnhof Arnulf-Klett-Platz’dan U7’ye binip Ruhbank-Fernsehturm durağında iniyorsunuz. İndikten sonra yemyeşil bir patika yoldan yürüyerek TV Kulesine ulaşıyorsunuz.

Ayrıntılı bilgi için; http://www.fernsehturm-stuttgart.de/index.php


Stuttgart Çevresi

Esslingen



Esslingen tarihi dokusu çok iyi korunmuş, beni zamanda çok güzel bir yolculuğa çıkaran, ortaçağdan kalma tarihi sokaklarında gezmekten inanılmaz keyif aldığım küçük bir şehir. Stuttgart’tan kısa bir tren yolculuğu ile ulaşabileceğiniz bu şehir Stuttgart’a veya çevresine gelenlerin muhakkak görmesi gerekiyor. Esslingen, tarihi mimarisi, yarı ahşap evleri, taş döşemeleri, şirin sokakları, mağazaları ve kafeleriyle fotoğraf çekmelere doyamadığım bir yer.

Ayrıca Esslingen’in çok güzel bir nehri var(Esslingen am Neckar). Sokakları gezdikten sonra nehir kenarında dolaşmakta oldukça keyifli.

Şehrin aynı zamanda hala devam eden güzel şarapların üretimi ile ilgilide bir tarihi geçmişi var. Özellikle Sekt olarak bilinen şaraplar meşhur. Ben Aralıkta gittiğimde Esslingen’in ulusal bir pazarına denk gelmiştim. Burada geleneksel ev eşyaları, kıyafetler, el yapımı gümüş takılar, bakım ürünleri, geleneksel tatlar gibi birçok şey bulabileceğiniz şirin bir pazar. Aynı zamanda meşhur Gluhwine(sıcak şarap)’da burada tadılabilir.


Metzingen-Alışveriş Bölgesi



Gelelim fasulyenin faydalarına:). Metzingen birçok ünlü markanın bulunduğu, inanılmaz indirimlerin olduğu bir outlet alışveriş bölgesi. Bölgesi diyorum çünkü kapalı alışveriş merkezleri gibi değil. Güzel güzel açık havada sanki bir mahallenin sokaklarını geziyor muşsunuz gibi hissettiren bir yer. Metzingen, büyük indirimleri değerlendirmek için ülkenin her yanından hatta Avrupa’dan gelen ziyaretçilerin akınına uğruyor. Stuttgart’a yaklaşık yarım saat uzaklıkta bulunuyor. Stuttgart’a veya çevresine geldiyseniz ve imkanınız var ise biraz boş bir bavulla gelmenizi ve Metzingen’e uğramanızı tavsiye ederim. Fazla yazılacak bir şey yok, gidin ve indirimlerin keyfini çıkarın:)

Ayrıntılı bilgi için; http://www.outletcity.com/en/metzingen/



Stuttgart’ta benim gezdiğim yerler bu kadardı. Umarım verdiğim bilgiler faydalı olmuştur. Bol keyifli ve eğlenceli bir gezi diliyorum,



Hoşçakalın :)